8 Eylül 2013 Pazar

Türkiye'de iş ahlâkı ölmüş



Sevgili okuyucu pazar pazar sinirlerim havaya zıpladı, yerine oturmuyor.Eşim geçen gün marketten kıyma almıştı,dün onu geri götürdük kıymada koku vardı.Market yerine başka kıyma verdi,bu sefer iyi idi.Eşim dün akşamdan pide içi hazırladı.Sabah da oğlumla her zamanki pide yaptırdığımız, her gün ekmeklerimizi aldığımız fırına kıyma içini yolladım.Oğlum 11:20 de evden çıkacaktı kulüpte maçı vardı.Amacımız pideyi ona yetiştirmekti, zira çok sever.11:00 da fırına gitti o saattepidenin hazır olacağını söylemişlerdi.Ama eli boş geldi.Yarım saat sonra hazır olur demişler.Oğlum üzülerek maçına gitti,pide fırından çıkınca sıcak güzel olur, o da öyle yemeyi sever.Neyse çayını içti, yumurtasını yedi, gitti.


Bu defa pideyi küçük oğlum alıp geldi,masaya oturduk ki oğlum bu ne biçim pide dedi, o da anasına çekmiş damak tadı iyidir.Ben de baktım pide tadına tuzsuz acısız bir iç.Ben biraz acılı da yapmıştım ki eşimin yaptığına ilave ederek oğullarım acaba çok acılı bulur mu diye de tereddüt içindeydim, ama için tadı öyle daha güzeldi.Bir de top top bütün bütün koymuşlar içi ki fotoda da görüyorsunuz ve hamur gibi pide,sinir olduk.Fırını aradım.Beyefendi diyor ki oğlunuza söylemeyi unutmuşlar -he kesin unutmuşlardır, yoksa niye söylemesinler dimi:(?- sizin kıymalı pideyi çocuklar yakmış, biz yeniden kıyma alıp yaptık.Madem yaptınız adam gibi yapın değil mi?Bunu insan yiyecek.Dedim pazar günümüzü mahvettiniz, sağolun.Bir özür bile dilemediler.Aha da hakkımı helal etmiyorum, şimdi sitelerine de yazacağım..

Hırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr

7 Eylül 2013 Cumartesi

Uyku ışını neden yapılmamış!

Dün gece küçük oğlum yatarken "Beni 08:30 da uyandırır mısın?" anne dedi."Hayırdır?" dedim.Çizgi filmi varmış da onu izleyecekmiş,ama dönüp duruyor yatakta."Uyusana oğlum" dedim."Hızlı uyuyamıyorum ben anne, niye uyku ışını yapmamışlar ki, ışın tabancasıyla sıkardık uyurduk hızlıca" dedi.

Işın varmış ama çizgi filmlerde sadece öldürmek ve uyandırmak için kullanılırmış..

Oğlum böyle söylüyor işte..

Sayın bilim adamı ve bilim kadınları oğluma kulak verin hele! Biraz acele olsun lütfen:)

6 Eylül 2013 Cuma

Bi Samsun yapıp geldimmmm


Geçen hafta başında memleketten sevgili ablam aradı.Dedi ki ablan hayatında hiç yapmayacağı bir şeyi yaptı, Allah Allah dedim yapmadığı şey ne olur ne olur? Aklıma bir an biriyle mi kaçtı acaba sorusu geldi, ona demedim tabii:) Sonra tam 1 saatten fazla konuştuk meğer bizimkisi nişanlanmak üzereymiş,her şey ani gelişmiş,kimseleri kabul etmeyen ablam zincirlerini kırmış,görücü usulü görüştüğü biriyle anlaşmış ilk defa onca isteyeni içinden birini beğenmiş bizim kız.Çok sevindim, ailecek sevindik,zira ondan artık evlenme babında ümidi kesmiştik.Hepimizi şaşırttı bu sürpriz kararıyla.Şimdi tek dileğimiz mutlu olması.O aradığımı buldum diyor, oysa bize hiç bahsetmedi bunca yıl aradığı nedir, nasıl biridir? Onlar şimdi çok mutlular nişanlısıyla umarım daim olur, onlar için dualarınızı eksik etmeyin emi.Ve ben geçen hafta apar topar 30 Ağustos günü sabah soluğu Samsun'da aldım.Akşama da nişan oldu,çok da güzel oldu nişanı,aile arasında yaptık, yine de çok kalabalıktı.

Bu arada toplumumuzda her bekara baskı uygulanır, yok evlenmiyor musun, yok biri var mı? Annesine ise pasa isteyeni yok mu diye sorulur. Arkasından türlü dedikodular.Bunlar tabii boş zaman kişilerinin işi.Ben ablamdan sonra anladım ki nasip kısmet olunca ve Allah yazdıysa illaki evleniyor insanlar, ama er ama geç.O nedenle bırakın bekarların yakasını, o vakti gelince evlenir, ya da evlenmez kime ne?Sonra evlenince çocuk var mı peşine düşer insanlar.Rica ediyorum düşmeyin.Rahat bırakın insanları.Nişana dair bazı detayları buraya fotolayacaktım ama belleği evde unutmuşum, ondan başka az bir şey bırakmışım telde bari onları yayınlayayım da kuru post olmasın:)

Yukarıdaki fotonun konumuzla alakası yok ama Obama'nın bu pozu bana çok ilginç geldi,yoruma açık olan bu poz için ben sadece bari ayakkabını çıkaraydın be Obama diyorum, ama koskoca ABD Başkanı'nın da ayakkabısını çıkarıp çorabıyla poz vermesi olur muydu bilemiyorum, kafam karışık bu bağlamda benim de bakalım siz ne diyorsunuz?

Bu arada fotoğraf buradan alıntıdır.


Bir önceki Samsun ziyaretinde amcamın kızı ile halamın oğlunun kızları olmuştu o zaman göz aydınlığına gidemedimdi, kısmet bu sefereymiş.(Bu arada bizimkiler akraba evliliği 2 çocukları var şükür sorun yok) Oradan dönüşte gördüm bu tuzcu amcayı sen git Çarşamba'da kaya tuzu sat, helal olsun dedim.



Ablamın kızı Seyhan'ım her gidişimde benim için en sevdiğim şeyleri hazırlar.Üstte gördüğünüz Samsun'umuzun kıvratmasıdır,bükme tatlısı diyen de vardır, ister kuru ister şerbetlisini yiyebilirsiniz.Seyhan'ım açıp dondurucuya atmış ben gelince çıkarıp pişirmiş, altta da hiç hesapta yokken pat diye kahvaltıya gittim ona apar topar bir şeyler hazırladı canım benim.Gördüğünüz gibi kıvratmalar sofrada da var, çayla çok iyi gider, üsttekini de Kocaeli'ne gelirken yanımda getirdim, büyük oğlum çok sever,çocuklarım gelmemişti  de Samsun'a.

Bu arada Seyhan'ım dün ameliyat oldu, sürekli uzatıyordu korkudan,bir insan ameliyattan bu kadar mı korkar,güya lokal anestezi olacaktı, sen ameliyathanede kork tansiyonun 19 'a çıksın, narkozu ye.Az önce yine görüştük,daha iyi, kistleri vardı onlar alındı,biran önce ayaklanır inşallah.


Tabii kıvratmaların hepsi bu kadar değil, sevgili kayınvalidem de açtı kıvratma torununa sağolsun..


Ve bu da yine Samsun'umuzun meşhur nişasta havucu (böreği).Çok güzeldir ama fazla kaçırmamak lazım, yola çıkacağım akşam bolca yedim, otobüste karnımın ağrısından öldüm:) Üstteki tabaktakiler de kayınvalidemin oğluna gönderdikleri.

Şimdilik benden bu kadar..

Daima esen kalmanız dileğiyle..

5 Eylül 2013 Perşembe

L'Oréal Paris Elseve Mucizevi Yağ

Saçlarınızı ne kadar seviyorsunuz? Saçlarınızın bakımı ve güzelliği için ne yapıyorsunuz? Ben saçlarımı çok seviyorum ama onun güzelliği için farklı farklı onlarca ürün kullanmak beni çok yoruyor.


Markete gittiğimde saç bakım ürünlerinin olduğu bölümde geçirdiğim zamanı size söylesem ilk başta abartıyor diyebilirsiniz ama detaylı düşünürseniz, siz de harcadığınız zamanın ne kadar fazla olduğunu göreceksiniz. Öncelikle hangi saç tipine uygun olduğuna göre ayırıyoruz, kuru – normal – yağlı, daha sonra ne zaman kullanacağımıza bağlı olarak değişiklik gösteriyor alacağımız ürün, yıkama öncesi -sonrası gibi, daha bitmedi bir de ıslak - kuru iken kullanılabilmesine göre ayırıyoruz. Eve gelince de, aman şimdi parlaklık için bunu mu sürecektim, dur bir dakika, öncesinde beslensin diye şunu mu süreyim, son olarak üzerine… derken geçirilen onlarca zaman ve sonuç maalesef koca bir sıfır oluyor…

Öyle bir ürün olsa ki, biz “ne zaman istersek”, “neye niyet edersek” ona uygun olsun :)

Yıkamadan önce süreyim, zarar gören saç tellerimi onarsın
Yıkadıktan sonra süreyim, saçlarımı yumuşacık yapsın, kolay taransın
Fönden önce süreyim, saç tellerimi ısıya ve fönün zararlı etkilerine karşı korusun
Fönden sonra süreyim, son bir dokunuşla saçlarım göz alıcı bir parlaklığa kavuşsun
Her saç tipine uygun olsun,
Saçlarım misssslerr gibi koksun,
Ee tabi fiyatı da uygun olsun ve
Her ihtiyacım olduğunda kolayca ulaşabileceğim yerde olsun… :)

Sizce bu bir hayal mi??
Peki o zaman şimdi sıkı durun!! :)

Ben bu ürünle tanıştım, şimdi sıra sizde : L’Oréal Paris Elseve Mucizevi Yağ

Saçlarımı besleyen, onaran, parlatan, yumuşacık yapan mucizevi bir yağ…

Gün içinde parmaklarınızı saçlarınızın aralarına geçirip, aşağıya doğru tarak gibi çekerseniz, muhakkak saçlarınız ellerinize takılır… Bu durum, saç uçlarınızın ne kadar yıpranmış olduğunu size gösteren en büyük gösterge… Ayrıca saçlarınız böyle oluyorsa, saçlarınızla çok fazla zaman harcıyorsunuz ama bir türlü şekil almıyor demektir…

L’Oréal Paris Elseve Mucizevi Yağ’ı ilk kullandığınız gün, bakın burası bence çok önemli, belli bir kullanım sonrası demiyorum, İLK KULLANIMDA, saçlarınızı  ipek gibi yapıyor ve saatler geçmesine rağmen, saçlarınız mis gibi kokmaya devam ediyor, saçlarınız o kadar yumuşak oluyor ki, ellerinizi saçlarınızdan çekemiyorsunuz… Tabi, saçlarınızı elleyen başka birileri varsa onlar da hemen bu yumuşaklığı fark ediyor ;)

Benim saçlarım balyajlı olduğu için, yıkadıktan sonra kolay tarayabilmek için saç kremi kullanmam gerekiyordu. Bugün krem kullanmadım ve saçlarımı yıkadıktan sonra, avucuma sıktığım birkaç damla L’Oréal Paris Elseve Mucizevi Yağ’ı saçlarımın boylarına sürdüm. Birkaç sn bekledim ve sonuç inanılmazdı… Tarak saçlarımdan kayıyor gibiydi… 1saat kadar sonra, bir nikah törenine katılacaktık, makyaj, kıyafet ve saçlarımın yapılması gerekiyordu, hiç panik olmadım, çünkü L’Oréal Paris Elseve Mucizevi Yağ’ın bana yardımcı olacağını biliyordum. Kuaföre gidemeyeceğim için, saçlarıma kendim fön çekmeye karar verdim ve 10 dakikada saçlarım hazırdı. Fön fırçası saçlarımda ipek gibi kayıyordu, çünkü saçlarım yumuşacık olmuştu.

Hala inanamadığım şey ise, bu mucizevi ürünün çok uygun fiyatlı oluşu, o yüzden bir tane de kuaförüme götüreceğim…  Eminim, o da her kullanımda saçlarımdaki bu değişime hayran kalacak…

Ben, bendeki mucizevi değişimleri anlattım ve hatta fotoğrafladım,  sizlerin de yorumlarınızı en kısa sürede bekliyorum :)


Bir bumads advertorial içeriğidir.

UNUTMA

Öleceğimiz son günden bugüne bir perspektifle bakacak olsaydık,kararlarımız çok farklı olurdu.(Leadbeater)