22 Aralık 2015 Salı

Yeni Yıl İçin Alınabilecek En Güzel Hediye

Şimdi yazının başlığına bakıp hemen uçak, araba, sonsuz para diyeceğimi düşünüyorsunuz biliyorum ama bu sefer başka bir hediyeden bahsedeceğim. Yılbaşı yaklaşırken evde aile üyeleri tarafından gizli gizli işler çevrilmeye başlar. Herkes kendi hediyesini en güvenli yere saklamaya çalışır aynı zamanda diğerlerinin hediyelerini bulmaya çalışır. Bu yıl evde yılbaşı için hediyemi biraz erken buldum. Gardırobun en arkasında hışırdayan bir torba içerisinde hediye saklanırsa olmaz.

Neyse ben şu hediye kısmına geçeyim. Daha gelmeyen yılbaşının hediyesi: Oral-B şarjlı diş fırçası. Denemeye çekiniyordum ama hediye gelince keşke daha önce alsaymışım dedim kendi kendime. 
Oral-B, profesyonel diş temizleme aletlerinden esinlenerek tasarlamış bu şarjlı diş fırçaları ile mükemmel bir temizlik deneyimi sunuyor. Diş plaklarını temizlemekte manuel fırçalardan çok daha etkili bir sonuç veriyor, ilk kullanımdan sonra bile daha önce sanki hiç bu kadar iyi dişlerimi fırçalamamışım gibi hissettim. Üç boyutlu oynar başlık sayesindeyse normal bir fırçanın yapamayacağı kadar hareket edip, normalde ihmal ettiğimiz ulaşamadığımız yerlere bile ulaşıyor. Fırça başlıkları dişleri tamamen sararak birçok noktaya temas ediyor ve muhteşem sonuçlar almamı sağlıyor.



Ağız bakımına çok önem veren birisi olarak bu benim için en iyi yılbaşı hediyesi oldu. Siz de yeni yılda sevdiklerinize Oral-B şarjlı diş fırçası hediye ederek onları mutlu edebilirsiniz. 

Ürünleri incelemek ve yılbaşı indiriminden yararlanmak için tıklayınızBu arada, Burcu Esmersoy'lu videosunu da paylaşmadan duramadım :)


Bir boomads advertorial içeriğidir.

14 Aralık 2015 Pazartesi

İETT otobüsleri insan taşıyormuş ya:)


Cumhuriyet kitap ekinde Selçuk Altun'un köşesinde gördüm görüyor musun sen meğer İETT insan taşıyormuş, acep bu afişi yazmasa biz ne taşıyor sanırdık:)

8 Aralık 2015 Salı

Suyun şavkı vuruyor ömrümüze








MASALLARIN MASALI 

Su başında durmuşuz 
çınarla ben. 
Suda suretimiz çıkıyor 
çınarla benim. 
Suyun şavkı vuruyor bize 
çınarla bana. 

Su başında durmuşuz 
çınarla ben, bir de kedi. 
Suda suretimiz çıkıyor 
çınarla ben, bir de kedinin. 
Suyun şavkı vuruyor bize 
çınara, bana, bir de kediye. 

Su başında durmuşuz 
çınar, ben, kedi, bir de güneş. 
Suda suretimiz çıkıyor 
çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin. 
Suyun şavkı vuruyor bize 
çınara, bana, kediye, bir de güneşe. 

Su başında durmuşuz 
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz. 
Suda suretimiz çıkıyor 
çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün. 
Suyun şavkı vuruyor bize 
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze. 

Su başında durmuşuz. 
Önce kedi gidecek 
kaybolacak suda sureti. 
Sonra ben gideceğim 
kaybolacak suda suretim 
Sonra çınar gidecek 
kaybolacak suda sureti. 
Sonra su gidecek 
güneş kalacak, 
Sonra o da gidecek. 

Su başında durmuşuz 
Su serin 
Çınar ulu 
Ben şiir yazıyorum 
Kedi uyukluyor 
Güneş sıcak 
Çok şükür yaşıyoruz 
Suyun şavkı vuruyor bize 
Çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze. 

                    Söz: Nazım Hikmet Müzik: Ruhi Su  

7 Aralık 2015 Pazartesi

Sen hiç kitabevlerinde raf raf safari yaptın mı Abidin?


İyi ki Nazım Hikmet Abidin Dino'ya yazmış  


sen, mutluluğun resmini yapabilir misin abidin?  


diye başlayan şiiri..Bize de kolaylık oldu Abidin aşağı Abidin yukarı...Sen şunu yapabilir misin Abidin? Sen bunu yapabilir misin Abidin....Abidin oğlu Abidin. 

Bir gazetelerin kitap ekleri müdavimi olarak Cumhuriyet kitap ekinde Selçuk Altun'un yazısında geçen kitabevlerinde raf raf safari yapma sözüne baaaaayıldımmmmm..Biz gibi Afrika'lara gidip de safari yapacak durumda olmayan ezikler için bundan daha güzel safari mi olur?:)

Nazım'ın şiirine yer vermemek de olmaz tabiiii..

sen, mutluluğun resmini yapabilir misin abidin?
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren
melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne 
mavi yosunlu akvaryumda yüzen kırmızı balığın
ne de 
al çeperli elmanın

1961 yaz ortasındaki küba'nın resmini yapabilir misin?


çok şükür, çok şükür

bugünleri de gördüm
ölsem gam yemem gayrinin
resmini yapabilir misin üstad?

nazım hikmet



18 Kasım 2015 Çarşamba

İnstagramdayım başımın göğe ermesini bekliyorum


Bu zamana kadar direndim direndin direndimmmmmmm ve geçen gün pat diye instagram hesabı açtım.Hayır yani n'oldu açtım da...Bilmiyorum.Açtım ya sen ona bak..

Takip etmek isterseniz buradan

https://www.instagram.com/reyhanlahersey/

10 Kasım 2015 Salı

Bloglar Arası Yorumlaşmanın Önemi


Sevgili Balköpüğü Blog der ki=

"Instagram çıktı, blogların pabucu biraz dama atıldı. Hem bloggerlara anlık paylaşımlar daha kolay geliyor, hem de okuyucular sosyal medya sayesinde her şeyden anlık olarak haberdar oluyor. Hal böyle olunca bloglara girip uzun uzun yazıları okumayı herkes tercih etmiyor.

Instagram ya da sosyal medyanın herhangi bir kanalı blogların yerini kesinlikle tutamaz. Blog dediğimiz online günlükte yazdığımız her şey internet aleminde kalıyor. Sosyal medya ise oldukça anlık. Yazıyorsunuz, paylaşıyorsunuz seneler sonra orada duracaklarının ya da insanların ona ulaşabileceklerinin garantisi yok. Bu yüzden tamamen sosyal medyaya yönelen, bloglarını boşlayan bloggerlara sesleniyorum, hiç iyi bir şey yapmıyorsunuz :)

Geçen yazdığım kurallara gelen yorumlardan sonra bugün bloglar arası yorumlaşmanın öneminden bahsetmek istedim.." 


bloglara yorum yazmak, hem blog yazarlarını teşvik ve mutlu eder hem de verilen emeğe saygı duyulduğunu gösterir. Bu kısmı özellikle okuyuculara söylüyorum :)

Blog yazarı olanlar için durum biraz daha farklı. Tabii ki yorumlar sayesinde kurulan dostluklar çok önemli ama bizim için yorumların farklı önemleri de var.

Yorumların Seo'ya Etkisi
Seo'yla az çok ilgilenen insanlar yorumların nasıl büyük etkisi olduğunu bilip diğer bloglara yorum bırakırlar. Hatta sizin de blogunuza çoğunlukla bir kelimelik, altında linkli yorumlar gelir.
Bu mu doğru olan? Tabii ki hayır. Yalnızca seo için yapılan yorumlar çok itici duruyor. Çoğunlukla silip yayınlamıyorum bile.
Yorumlara farketmeden blog linkini yayınlayanlar da var. Bilmeyenler için açıklayayım. Farklı sitelerden link almak, sizin sitenize artı puan sağlar. Bunun için illa ki yazıya linkinizi yazmak zorunda da değilsiniz, zaten profil linkiniz yorumunuzda çıkıyor.
Özetle yazıyı gerçekten okuyup, içten bir yorum yazmak size seo açısından fayda sağlayacaktır. Özellikle çok okunan bloglara yorum bırakıp böyle bir avantaj kazanabilirsiniz.

Yorumların Tanınmanıza Etkisi
Sevdiğiniz bloglara yorum bıraktıkça o yorumlar yazar tarafından dikkate alınır. Çoğunlukla yazar ve okuyucuları sizi merak edip sitenize girecek, hatta yorum bırakacaktır. Bu sayede özellikle yeni başlayan bloggerlar trafik elde edebilir, bu sayede yeni dostluklar kurabilirler. Ben bunun ismini yorum dostluğu koydum :)

Bu anlattıklarımdan sonra umarım siz de zaman ayırıp sevdiğiniz bloglara yorum yazmaya başlarsınız. Kısa zamanda etkisini göreceksiniz.

Yorumları seo ya da menfaat için değil, gerçekten içinizden geldiği için yazmalısınız. Yorum dostlukları çok keyifli oluyor emin olun.

Hatta gelin, birlikte bir oyun başlatalım. Bu yazının altına yorum yazan arkadaşların bloglarını ziyaret edelim, yorum yazalım. Onlar da bize geri yorum yazsınlar :) Böylece yorum dostluğu kurmak ve gözden kaçan, daha önce keşfetmediğimiz yeni bloggerlar tanımak için bir fırsat olmuş olur.

Ben oyunu başlatıyorum, isteyen herkes katılabilir, arkadaşlarını haberdar edebilir :)"

Ben de Balköpüğü Blog 'un buradaki duyuru yazısına yorum yazmıştım ve duyuracağım demiştim kısmet bugüneymiş artık ne çeşit tembelsem:) Ha bu arada sevgili Balköpüğü bana halen yorum yazmadın:) 

Ne dersiniz bu oyuna devam edelim mi sevgili blogdaşlarım, sevgili okurlarım?

Haydi bu yazının altına yorum yazan arkadaşların bloglarını ziyaret edelim, yorum yazalım. Onlar da bize geri yorum yazsınlar :) Ne dersiniz...

Beraber söylüyoruz=

Buraları yıkılıyo yorumdan yıkılıyo Blogu her açışımda gözüme bir yorum takılıyo....:):):)

Haydi siz de bloguma link vererek bu yazıyı paylaşınız çoğalalım..


9 Kasım 2015 Pazartesi

Facebooktan hoşuma gidenler


 Kendin pişir kendin ye kısmı olmayaydı ben de seviyorum.


Ben intihar edeydim ip o biçim sağlamdı ve ben anında mevta.


Hayat karşısında duruşum



Ben de aynısını yaptım ama benden bir Atatürk çıkmadı yanarım da ona yanarım.


Allahtan karışık



Yav biz bunu niye düşünemedik?



Kedigiller familyasından bu çantalara bayıldım.




Hey gidi hey sen kadınları ne sanıyorsun seni iki ters bir düz öreriz de haberin olmaz.:)



Ben gibi:) O laf illaki sokulacak.





En temizi


Anlayışlı olmak iyidir:)



Bir ara yapmalı



Ayyy bu bizim aklımıza niye gelmedi?



Oğlumla çalışırken biz



Ayyyy canımmmmm

15 Ekim 2015 Perşembe

Portakal Rengi Alışveriş



Sevgili okur ismini duyduğumda beni gülümseten yeni açılmış bir alışveriş sitesiyle tanışmaya ne dersin? portakalrengi.com Ben ileriki günlerde beklediğim iki ürününü deneme şansı bulacağım.O zaman da paylaşırım sizinle ürünleri nasıl, gönderimlerinde sıkıntı var mı? Zira ben bu konuda çok hassasım netten bazı sitelerde yapmış olduğum alışverişlerde birtakım sorunlarla karşılaştım o nedenle bu tür sitelere daha temkinli yaklaşıyorum, güven ve müşteriye tavır da çok önemli benim için.

portakalrengi.com 'da şöyle bir gezindiğimde Isıs Pharma ürünleri dikkatimi çekti.

Örneğin Isıs Pharma Unitone 4


Isis Pharma Unitone 4 Koyu Renkli Cilt Lekeleri İçin oluşturulmuş kremi cildinizde çeşitli nedenlerden dolayı oluşmuş leke farklılarını gidermeye yardımcı olup, melanin hormunu etkileyerek sürekli cildinizde var olacak renk farklılıklarının da önüne geçmeyi amaçlıyormuş.Güneş lekelerinden muzdaripseniz kurtarıcınız olabilir.

Stop Grey Beyazlık Giderici Losyon da merakımı uyandırdı, acaba kadınlar da kullanabiliyor mu yaş kemale erdikçe saçlar da aka sarıyor malum:)



Sitede makyajdan saç bakımına vücut bakımından medikal ürünlere kadar tüm dermokozmetik ürünlerini bulabilirsiniz. Tüm ürünlerde de %100 orjinal ürün garantisi veriyorlar bu da siteyi çekici kılıyor.

İlgisini çekenlere keyifli alışverişler dilerim.

7 Ekim 2015 Çarşamba

Zamansız mobilya tasarımlarının elenikası


Ben geldimmmmmmm..Ooooooo blogdan ne kadar uzak kalmışım.Geçen zamanda genelde twitter ve facebook' taydım vakit buldukça. Yedim içtim alışveriş yaptım, hasta oldum, sinirlendim , güldüm, ağladım, okudum, gezdim ki bu yılki rotam Kocaeli-Denizli-Muğla-Marmaris-Bodrum-Denizli-Samsun-Kocaeli arasıydı, haaa bir de Ankara yaptım.Ve ilk yazımla bloga döndüm=

Üstteki fotoğrafta gördüğünüz Jon Goulder tasarımı bank 2004 yılında Hobart Art Prize ödülü almış zamansız bir parçadır.Sanatçının sitesinde şahane tasarımlar var. Jon Goulder bence bu alanın elenikası, İvana Sert'in tabiriyle baaaayıldımmm.


Sitesini incelemek isterseniz buraya lütfen




27 Ağustos 2015 Perşembe

Bepanthollerim TRND'den


Sevgili TRND'nin bu defaki projesi Bepanthol el ve cilt kremi idi.Fotoğrafta gördüğünüz küçük deneme boylarını arkadaşlarıma dağıttım dağıtmaya da devam ediyorum.Kremi kime versem mennuniyetle alıyor Bepanthol'ün bilinilibilitesi çok fazla.Sızlerden kullanan var mı varsa ne için kullanıyorsunuz?Bir arkadaşım tatil dönüşü güneş yanıkları için kullanıyordu mesela..

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Bana bi dua lazım o da bu sabah lazım



İki gün önce bir kitle farkettim,şu an doktordayım,dananın kuyruğu kopacak,az sonraaaaa....

En iyisi mi helalleşelim zira biraz sonra hayatımın altı üstüne gelebilir:(:(

Bu arada arkadaşım Allah senin yaşamayı sevdiğini biliyor bir şey olmayacak dedi, buyur burdan yak.:):)

17 Temmuz 2015 Cuma

Bırak o baklavayı


Hayırlı bayramlar dostum şimdi usulca bırak o baklavayı:):):)

Bıraktığınız baklavayı bana gönderebilirsiniz,korkmuyorum korkmuyorummmmm Canan Karatay sendennnn korkmuyorummmmmm

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Hahaytt Blog’un bu topraklarda ünlü olmasının nedeni kesinlikle Buse Terim’miş

Esin Övet yazmış bugün Habertürk'te demiş ki "Blog’un bu topraklarda ünlü olmasının nedeni kesinlikle Buse Terim’dir." Niye Buse Terim'miş acaba? Tırnaklarıyla kazıyarak Buse Terim'den önce de varolan bloggerları niye harcar ki insan? Söylesenize blog dünyası doğru mudur bu? Blog dünyası yok muydu Buse'den önce..

Haydi sayın bakalım sizce Blog’un bu topraklarda ünlü olmasının nedeni hangi bloggerdır?

Twitterda da paylaştım bu yazıyı bir tane blogger da çıkıp yok öyle bir şey demedi..

Esin Övet'in yazısı şöyle=

 "HANİ Fuse Tea’nin reklamında kızını istemeye gelen damat adayına “E oğlumuz ne iş yapıyor?” diye soran baba “Ben gurmeyim efendim” cevabını alıp “Ooo çok iyi çok iyi” deyip beklenen soruyu soruyor ve “Gurme nedir?” diyor ya. İşte blogger mesleği de tam böyle. Kimse bilmiyor ne iş yaptıklarını, nasıl para kazandıklarını. Hatta “Ne iş yapıyorsun evladım?” diyenlere mesleklerini tam anlatamayan blogger’lar, “Buse Terim’in işi var ya, işte ondan yapıyoruz” yanıtını verdiklerini söylüyorlar. Blog’un bu topraklarda ünlü olmasının nedeni kesinlikle Buse Terim’dir. Yani blog nedir, ne değildir bilmeyenler için Buse Terim imdada yetişti ve açtığı blog’uyla çıktı ortaya. İşte o gün bugündür blogger’ların sayısı da hızla arttı. 

Benim gibi bu mesleğe yıllarca gönül vermiş birçok gazeteci blogger’lara pek bir burun kıvırıyoruz. Ama kimlere mi? Takipçi ve like satın alıp insanları kandıranlara. Kıvırmaya da devam edeceğiz. Çünkü sosyal medya ortamında sahne takipçi ve like çok fazla. Onu ayırt etmek gerekiyor. Onun dışında tabii ki blogger’ları es geçmek imkânsız. Çünkü çok kabul görüyorlar. Her türlü kaprislerine “Eyvallah” deniyor. Onlar da gayet güzel yiyorlar, içiyorlar, geziyorlar, dolaşıyorlar, bir de üstüne para kazanıyorlar." 


Yazının devamı için buraya tıklayınız.

10 Temmuz 2015 Cuma

Ruh halimden hallice


Tam olarak o tutamaç beyfendi:)


Ayyyyy biz bunu niye düşünmedik ya siz düşündü müydünüz? Bu şarkı tam pipetlik:)


Bazen anneliğimin bu yana seğirttiği doğrudur:)


Anne dayağı gibi yok bir de şöyle düşünceli bir çocum olmadı, ev soğumasın diyo canım ya:):)


Haksız sayılmaz


Ve başım ağrırkene ben

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Lokanta tipi Ezogelin çorbası tarifiniz varsa alırım bi dal



Yahu arkadaşlar ben de yapıyorum bu çorbayı ama lokantadaki gibi olmuyor..Sizinki oluyorsa neden demiyorsunuz:)

Eğer yoksa böyle bir tarifiniz kolay yapılabilir başka bir yemek, hamur işi vb. tarifi verirseniz o da olur:)

İyi iftarlar bu arada...

29 Haziran 2015 Pazartesi

TRND ile Fairy Platinum Bulaşık Makinesi Kapsülü


Trnd ile ilk çalışmam buradaki yazımda sizlere de bahsettiğim Garnier Saf & Temiz 3'ü 1 Arada ile olmuştu.

Bu defaki çalışmamız Fairy Platinum Bulaşık Makinesi Kapsüllleriyle..Fairy'i pek çoğunuz kullanmışsınızdır.Benim ilk tanışmam elde bulaşık yıkama deterjanı ile olmuştu.Çok mennun kalmıştım, sonraki zamanlarda bulaşık makinesi kapsüllerini de aldım mennun kaldım.

Fairy Platinum Bulaşık Makinesi Kapsülleriyle ilgili trnd'cilerin görüşlerini twitterdan  #fairyplatinum ve#imkansızınpeşinde hashtaglerine bakarak takip edebilirsiniz.

Fairy sadece bulaşıkları yıkamıyor makineyi de temizliyor bu çok iyi bir artı..Çevremde ben söylemeden millet Fairy Platinum'u keşfetmişti bile ve mennun kalıp kullanmaya devam ediyorlar.Tabii ki ben de devamdayım..

Trnd nedir peki? Yeniden Sitesinden bakalım=

"Aslında trnd sinir bozucu reklamların sonu demek. Çünkü trnd, iyi ürünleri ve hizmetleri bambaşka ve yeni bir yolla daha tanınır kılar: trnd üyeleri trnd projelerine başvurarak ürünlerin ve hizmetlerin pazarlamasında aktif rol alırlar.

trnd projeleri her türlü ürün ve hizmeti kapsar. Örneğin yeni çıkan bir sakız, güzellik ve bakım ürünleri, otomobiller, içecekler, ev eşyaları, cep telefonları veya seyahat paketleri."

Fairy Platinum Bulaşık Makinesi Kapsülleri.
3’lü sıvı bölmesi olan tek bulaşık makinesi kapsülüdür.
Açılmadan kullanılır, ürünün kendisine eliniz değmez.
Sıvı teknolojisi sayesinde hızlı çözülür.
Düşük sıcaklıkta da daha iyi sonuç verir.
Hem camlar hem de metaller için parlatıcı etkisi vardır.
Çay lekesi gibi zor lekeleri kolayca çıkarır.
Cam ve gümüş koruma özelliği vardır.
Tuz etkisine sahiptir.

11 Haziran 2015 Perşembe

BEN KÜÇÜKKEN MİMİ


Sevgili Deeptone 'um ve Elif Bilge'cim beni mimlemişler, küçükken n'örüyodun diye sorup duru:)

Efendimmmm ben küçükken;

-Fotoğrafta gördüğünüz pantolonlu kız gibi elimi belime koyup poz verirdim ki o kız da benim zaten:)

-Max sakızları vardı, onu leblebi tozunu ve horoz şekerini çok severdim.

-Pazarda haşlanmış kestaneyi ipe dizer ve tespih gibi satarlardı, onu boynuma takar ve kopara kopara yerdim büyük zevkti.

-Annemler evde yokken çok korkardım yalnız.

-Çok kitap okurdum, arkadaşlarımla evcilik oyunu oynarken bir ara kaybolur kitap okurdum.

-Patlamış mısıra hastaydım halen hastayım.

-Bronşitten yorgan döşek yatardım sık sık, öksürükten nefes alamazdım.

-Annemle babam köye giderse hemen peşlerine düşerdim annemsiz duramazdım ancak büyük ablam patates kızartacağım derse bağrıma taş basar annemin peşine düşmezdim, fotodaki diğer hatunlar ablalarımdır.

-Okulda acayip başarılıydım.

-Babam lapa tarzı pilav sevdiği için komşunun yaptığı tane tane pilavı yemeye doyamazdım:)

-Üst kattaki arkadaşımla birbirimize gittiğimizde birbirimizi yemeğe denk gelirsek davet edeceğiz sofraya diye kavilleşirdik bizde sıkıntı yoktu zira biz onu hep davet ederdik de nedense onun annesi pek davet etmezdi, oysa durumları bizden iyiydi, o yüzden böyle söz alırdım arkadaştan ahahah çocukluk işte çağırmazsa çok da fifi de geç, ama benim halen tam gaz devam eden iştahım o zaman da varsa demek:)

-Pasa kafam yarılırdı bu taşlar niye hep bana isabet ediyorsa artık hayır yani günahını da almak istemiyorum kimsenin:)

-O biçim hasta olurdum hele kulaklarım pasa ağrırdı.

-Terli terli su içemezdim hemen hasta olurdum.

-Çekirdek çitlemeye bayılırdım halen bayılıyorum.

Bu liste bitmez en iyisi pası size atıyorum=

Özgüllük ve Sevda'nın Dünyası


9 Haziran 2015 Salı

DDF ile Temizle & Koru & İyileştir


DDF ürünlerini duydunuz mu bilmiyorum, açıkcası duyanlarınızdan da ürünler hakkında yorum bekliyorum..

http://www.narecza.com 'da gezinirken DDF ürünleri dikkatimi çekti..Neler varmış bir bakalım=



DDF güneş koruyucu , DDF serum , DDF göz kremleri onun haricinde nemlendiriciler, temizleyiciler, akne ürünleri, vs. vs.



NEDEN DDF ? diye sorduğumda aldığım cevaplar tatmin edici geldi bana, ne dersiniz?

New York’un önde gelen dermatologlarından Dr. Howard Sobel, Beslenme & Şifalı Bitkiler Uzmanı Dr. Elaine Linker ve biyokimya uzmanları önderliğinde, 1991 yılında kurulan DDF (Doctor’s Dermatologic Formula); patentli etken maddeleri ile dermokozmetik alanında önde gelen Dünya markalarından biri olmayı başarmıştır.

DDF (Doctor’s Dermatologic Formula) cilt bakım ürünleri; hücreleri yenileyerek, gençleştirerek ve cildi besleyerek, sağlık kazandırmak üzere tasarlanmış, dermokozmetik ürün grubudur.

Vücutla sinerji içerisinde çalışarak, cildin doğal dengesini yenilemeye ve hücresel metabolizmayı hızlandırmaya katkıda bulunur. Dermatolojik açıdan etkisi kanıtlanmış ana maddeler, deniz botanikleri ve bitkisel bio aktif maddeler ile kombine edilerek cildin hücresel ve hormonal bazda yenilenmesine yardımcı olur.

DDF ile Temizle & Koru & İyileştir derken kastedilen nedir bakalım=

Temizle

Cilt bakımının ilk adımı cildi temizlemektir. Kullanılan cilt bakım ürünlerinin faydalı olabilmesi için cilt ölü hücrelerden ve çevresel faktörlerden (toz, duman) mutlaka arındırılmalıdır.

Koru

Cildimiz için en büyük iki düşman nemsizlik ve güneşin zararlı ışınlarıdır. Cildimizi nemsizlik ve güneşin zararlı ışınlarından korumamız gerekir. İşte bu yüzden ikinci adım korumadır.

İyileştir

Genel prensip olarak temizlenmiş, nemsiz ve güneşin zararlı ışınlarından korunmuş bir cilt eğer başka bir sorun yaşıyor ise sıra DDF için son aşamaya gelmiştir, oda iyileştir.



UNUTMA

Öleceğimiz son günden bugüne bir perspektifle bakacak olsaydık,kararlarımız çok farklı olurdu.(Leadbeater)