İlk görüşte aşık olmuştu genç kız
adama..Huyu suyu neydi, yaşadığı uzak şehirde nasıl bir hayatı vardı sormak
aklına bile gelmemişti.Gördüğü günden beri aklından çıkaramıyordu adamın
gözlerini.O gözlerin sahibiyle her yerde ve her koşulda yaşayabileceğini düşünüyordu.Onca sıkıntı ve sıfır destekle açtığı işyerini, gittikçe sayısı artan
müşterilerini,iyiye giden kazancını gözü görmüyordu, işyerini kapatmaya razıydı
yeter ki adamla evlensindi.
İstemedi ailesi bu
evliliği, hem de hiç istemedi,her şeyden önce uzak şehre gitmesine razı
değillerdi, sonra maddi yönden de ihtiyaçları vardı ona.Sadece ablası desteklemişti bu evliliği.Genç kızın ise pek de umrunda değildi aile
onayı, kalbi durumu zaten bunu düşünmesine izin verecek durumda değildi.Ya
onunla evlenecek ya da ölecekti.Üçüncü bir alternatifi yoktu, kat'iyyen yoktu.
Ve sözlendi, ama o
gece başını yastığa koyunca ilk sancılar başladı beyninde, nedenini çözemedi
ama..
Kısa süre
içerisinde işyerini kapadı ve evlendi, o uzak şehre yerleşti.Sonra uğruna onca
şeyi arkada bıraktığı adamı tanımaya başladı,tanıdıkça soğudu, tanıdıkça
soğudu,tanıdıkça soğudu.Bi kere kadın ruhundan bihaber bir adamdı
bu..Nişanlılık süresince adam uzakta olduğu için de tanıma fırsatı
bulamamıştı.Aşktan havalanan ayakları gün be gün yere daha çok yaklaşmaya
başladı.
Aradan upuzun
yıllar geçti, kadının kalbini çepeçevre saran aşk artık yerini tamamen
boşaltmıştı.Sevgiye dair her şey silindi kalbinden.Ve neredeyse benim ağ senin
ağa bin basar diye kalbe ağ atma yarışına giren örümceklerin cirit attığı bir
ıssızlığa büründü kalbi.Esasında kalbine girmeye çalışanlar olmadı değil kadının
etrafında.Ama tepki vermedi kadın hiçbirine.
Sadece okumaya verdi kendini,zaten hep
böyle yapardı küçüklüğünden beri.Ne zaman bir yara alsa iflah olmayan bir
düşkünlükle sarılırdı kitaplara..Aslında sevgiye layık en güzel şeydi ona göre
kitaplar hayatta.Ne kalp kırıyorlardı,ne karşılık bekliyorlardı kitaplar.Zaten
genç kadın kitapları olmasa bir başınaydı, mutsuzluğuyla etrafındaki dost
kalabalığını da silivermişti.Kimseye içini açma ihtiyacı da hissetmiyordu.
Kalbî ıssızlık kabuğuna çekilmesine yol
açmıştı.Kabullenmişti de bu durumu rutine başlamıştı hayatı.Çocukları da olmamıştı, ve bir süre sonra eşinden ayrıldı.Yıllardır çalışmamıştı,uzun aramalarından sonra bir iş bulabildi.Yalnız yaşıyordu, ailesinin yanına gitmeyi de istememişti.
Ve bir gün hiç umulmadık bir zamanda yıllar önce yaşadığı
duyguyu hiç umulmadık birine karşı yeniden hissetmeye başladı.Serseme
döndü.Halen boğuşuyor şimdi kalbiyle..Bir kaç gündür ise hastanede.Doktoru kalp
ritminin bozulduğunu söylüyor.
Güzel öykü =) bizimde arkadaşlarla hazırladığımız bir kısa öykümüz vardı okumanı isterim =)
YanıtlaSilhttp://koyulaci.blogspot.com/2013/01/paradoks.html
Teşekkürler, öykünüzü okudum çok beğendim yazmaya devam..
SilHımmm ne hoş, güzel bir öykü;) tam da gününde! Ama devamını bekleriz gerçekten... Bu arada etrafınızı sevdiklerinizin kuşattığı nice sevgililer gününüz olsun;) tüm sevdiklerinizle..
YanıtlaSilDevamı bir romanın yazıldığı blog olacak:) Çok merci..
Silöykünün devamı olmalı sanki...var mı?...olsun :)
YanıtlaSilkimsenin kalbi ıssız kalmasın...
Kimbilir belki de vardır?:)
Silöykülerle kitaplarla dolu günlere
YanıtlaSilDaima..
SilDevamı mı gelecek sanki bir devam edebilir hissi var sonunda
YanıtlaSilgelsin bence
sevgiler
Gelse mi acaba?
SilEllerine sağlık abla..
YanıtlaSilSağolasın cnm..
SilDevamı gelsin diyorum. Kalemine yüreğine sağlık.
YanıtlaSilSağolasın canım,kısmet
Sil