18 Ocak 2010 Pazartesi

Baklayı da Hz. Muhammed haber vermiş!..


          Bu postu ne zamandır yazacağım, işti güçtü ancak sıra geldi..Resimde gördüğünüz bakla tanelerini sevgili kayınvalidem yeni aldığımız evceğizimizi görmeye gelince memleketten getirdiydi..Dondurucuya atmıştım.Bir pazar günü baklaları su ve tuz ilave ederek pişirdim, süzdüm böyle de kolay işte pişirilişi, dondurucudan çıktığı için mevsiminde olandan daha kısa sürede pişti tabi zat-ı alileri...

Derken ev işlerinden az mola verip arşivde okunmayı bekleyen gazetelerimden birini aldım..Yazık taaaaa 26.11.2006 gününe ait Sabah gazetesi geldi elime..Bu okunmamış gazete arşivim hakkında ayrıcana bir postta bahsedeceğim elbette..Ayy o an bu gazetenin benimle beraber tam 3 ev gezdiği aklıma geldi hehe...Büyük oğlum elimdeki gazetenin tarihini görünce her zamanki gibi "Baba baba annem yine yıllar öncesine ait bir gazeteyi almış okuyor" dedi, bir yandan da ilahi anne daha biraz önce bana 3 tane günlük gazete aldırdın der gibi bakıyordu...Sevgili eşimde ise tık yok..Çünkü artık bu konuda beni öğrendi ne dese boş biliyor..

Neyse sadede gelecek olursak tevafuken bahse konu gazetede Hıncal Uluç' un köşesinde "Baklayı da Hz. Muhammed haber vermiş!.." başlığı altında bakla konusuna yer verdiğini gördüm..Burada paylaşmaya şayan buldum...Uluç şöyle yazmış:

"SİYAH üzümün kabuğundaki, Kur'an'ın haber verdiği mucizeyi (Nahl suresi 67) bilimin 2006 yılında keşfettiğini yazmıştım ya..

Geçen hafta Taner Arda kardeşimin mektubunda anlattığı "Bakla" mucizesini de meğer Hazreti Muhammed yüzyıllar önce haber vermiş.. Hadislerde var.. (Teşekkürler Levent) Demiş ki peygamberimiz..


"Her kim bakla yerse Allah ondan yediği baklanın misliyle hastalık çıkarır.."


Liseden sınıf arkadaşım Taner, ressam ve heykeltıraş.. Parkinson hastası.. Ama çalışmaya devam ediyor.. Bakla mucizesi..


Durul Gence.. Çocukluk arkadaşım.. Davulcu.. Parkinson hastası.. Çalmaya devam ediyor.. Bakla mucizesi..


Burada bilimsel anlatımlara girmiyorum.. Baklanın parkinsona etkisi kesin ve dünyanın her yerinde kullanılıyor.. Tabii doğrusu Taner'in yazdığı ve yaptığı gibi.. Bilim eşliğinde.. İlaçlarla beraber ve doktor kontrolünde..


Yığınla mektup geldi, tahmin ettiğim gibi, Taner'in mektubundan sonra..


"Nasıl yeniyor?.. Bakla nasıl pişecek" diyenler çoğunlukta.. Yazıyı dikkatli okumamışlar.. Yemek falan yok ki, pişirme olsun.. Taner baklanın tanesini, ya da o taneleri saran kabuğu da anlatmıyor..


Taner'in yediği, bakla bitkisinin yaprağı.. Manavdan bakla diye alınan sebze değil yani. Daldaki yaprak.. Yani nane, roka gibi bakla yaprağı yiyor Taner çiğ.. Pişirmeden.. Daha nasıl anlatayım ki?. Bu baklayı da kendisi yetiştiriyor. Saksıda başlamış. Sonra toprağa eker olmuş. Bu kadar basit..


Şimdi size Taner'in e-mail adresini vereyim. İsteyenler doğrudan onunla haberleşebilirler..


taner.arda@hotmail.com"
 
Tabii ben bunu okuduktan sonra varsın yaprağı olmasın sen tanesini ye ucundan bucağından elbet vardır bir faydası dedim ve de yedim...

4 yorum:

  1. Afiyet şeker olsun neler buluyorsun yahu kadın sana az evvel mail attım ve yarıdlım gülmekten delüü seviyorum seni

    YanıtlaSil
  2. Merci canım,daha bende ne numaralar var bir bilsen...Ben de seni seviyorum bebek,hemi de az zamanda çok yol kateden cinsinden..Deli gibi mailini arıyom nerdeeeee..Yookkkkoo..

    YanıtlaSil
  3. bayıldım yazına :)
    hem faydalı bilgiler vermişsin hemde güldürmeden geçmemişsin harikasın

    YanıtlaSil
  4. nilgün çetin, beğendiğine çok sevindim.

    YanıtlaSil

☼ Reyhan'a Yorum Bildir ☼

UNUTMA

Öleceğimiz son günden bugüne bir perspektifle bakacak olsaydık,kararlarımız çok farklı olurdu.(Leadbeater)